Herim b. Hayyân el-Abdî der ki:
"Üveys el-Karanî'yi görmek için Basra'dan Kûfe'ye gittim. Günlerce kaldım,
onu görmedim. Son derece sıcak bir günde öğle vakti Fırat'ın kenarına indim,
bir de baktım. Bir adam, saçı sakalı karışmış çok garib görüntüsü vardı.
Üzerinde peştemal ve ridâ olmak üzere iki parça elbise vardı. 'Acaba o mu,
dedim?' yanına vardım. Başına dikildim. Baktı ve 'Rabbimizi teşbih ederiz. Onun
va'di mutlaka yerine getirilir* dedikten sonra: 'Seni bana kim gönderdi?' diye
sordu. Ben de 'Allah' dedim. Sonra elimi uzattım. Her nedense kendisi elini
vermedi. Ben ağlamaya başladım. Hâlimi görünce: 'Ey Herim b. Hayyân, nasılsın
kardeşim?' dedi. Ben: 'Allah haynnı versin, benim Herim b. Hayyân olduğumu
nereden bildin? Oysa biz hiç görüşmedik' dedim. O: 'Nefsim senin nefsini
tanıyor' dedi. Sonra elimden tutarak ağlamaya başladı. Ben de beraber ağladım.
Sonra şöyle dedi: 'Ey Herim b. Hayyân, baban Adem (as) öldü, Nûh (as), Allah'ın
dostu İbrahim (as), Mûsâ (as), hep öldüler. Ey Herim, Muhammed (sav) de Öldü.
Müslümanların halifesi Ebû Bekr ve dostum olan Ömer (ra) de öldü.' Dedim ki:
'Allah hayrını versin Ömer daha ölmedi.' —Hz. Ömer'in hilâfetinin sonları idi—
Dedi ki: 'Eğer anlarsan ben de sen de ölüyüz. Ey Herem, baban Öldü; ya ateşte
ya cennettedir.' Daha sonra kendisine: 'Resûlullah'tan (sav) işittiğin bir
hadis söyle' dedim. Bana: 'Ben Resûlullah'tan birşeyler işitmedim, fakat ondan
işitenden işittim' dedi. 'Öyleyse bu işittiklerini anlat' dedim. Bana şöyle
dedi: 'Ben kendi nefsime yeni bir kapı açmak istemiyorum kadı, müfti ya da
muhaddis olmak istemiyorum. Nefsimin yeteri kadar meşgalesi vardır zaten.' 'Öyleyse
Kur'andan birkaç âyet oku' dedim. Şöyle dedi: 'Rabbimin sözleri en doğru
sözlerdir. En faziletli kelam Onun kelamıdır. En sağlam sözler Onundur.' Sonra
eûzu besmele çekerek Duhan sûresinin ilk kırk iki âyetini okudu. Bitirir
bitirmez de bir çığlık attı ve bayıldı. Ben öldü sandım. Sonra uyandı ve 'Ey
kardeşim, ben zâten üzüntülüyüm. Tek başıma yaşamayı daha çok seviyorum. Bana
bir şey sorma' dedi. Ben: 'Bana dua et' dedim. Şöyle dua etti: 'Allahım, bu
kardeşim Senin rızân için beni ziyaret ettiğini ve beni sevdiğini söylüyor;
onun işlerini düzelt ve cennetine girdir.' Sonra yola koyulduk. İkimiz de
ağlıyorduk. Ayrıldık rüyada hariç bir daha da görüşemedik."
2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder