''Üstad biz Viyana kapılarına nasıl oldu da gittik?''
Yahya Kemal:
''Pilav yiyerek ve Mesnevi okuyarak!'' cevabını verir.
Yahya Kemal'in bu nüktesi, Mevlana öğretisi ve okulunun, yüzyıllar boyu etkin bir biçimde misyonunu devam ettirdiğinin göstergesidir.
Bakın Yahya Kemal bu eserinde nasıl da Mesnevi gazeli
halinde bir dünyanın hem ateşi hem yananı olmuş…
Hikaye edilen “Sonrası uyanılmak istenilmeyen bir enfes rüyanın Binbir Gece parıltısıdır.
Mesnevî
şevkını eflâke çıkarmış nâyız
Haşredek hem-nefes-i Hazret-i Mevlânâ'yız
Haşredek hem-nefes-i Hazret-i Mevlânâ'yız
Sîne
sûrâh-be-sûrâh kanat vecdinden
Teşne-i zevk-i ezel leb-be-leb-i sahbâyız
Teşne-i zevk-i ezel leb-be-leb-i sahbâyız
Şeb-i
lâhûtda manzûme-i ecrâm gibi
Lafz-ı bişnev'le doğan debdebe-i mânâyız
Lafz-ı bişnev'le doğan debdebe-i mânâyız
Meyi
peymâne-be-peymâne döken sâkîden
Yine peymâne diler neşve-i ser-tâ-pâyız
Şems-i Tebrîz hevâsıyle semâ' üzre KemâlYine peymâne diler neşve-i ser-tâ-pâyız
Dâhil-i dâire-i bâl ü per-i Monlâyız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder