9 Nisan 2020 Perşembe

BİR KISSA


Bizim köylerde bir kıssa anlatılır. İhtiyar adamın biri Yassı Pınar’ın başında oturmuş istirahat ediyormuş. Atını da kenara bağlamış.
Birden sazlıkların arasından bir genç çıkıvermiş ve atı çözüp yularından tutmuş. Demiş ki:
-İhtiyar ben senin bu atını alacağım. Bunun ceremesini en geç ne zaman öderim. 
İhtiyar “en geç kırk yıl içinde ödersin” demiş.
Genç kırk yıl çok uzun zaman, ben atını alıyorum, deyip bir sıçrayışta ata binip mahmuzlamış.
İhtiyar çaresiz, kalkıp köye (Kerküt köyüne) doğru yürümüş. İncirli Pınar’ın oraya geldiğinde –iki pınarın arası normal yürüyüşle 20 -25 dakikadır- bakmış ki atı oralarda yayılıyor. ‘Allah Allah ne oldu ki delikanlıya, niye bıraktı atı acaba’ derken bakmış bir inilti.
Varmış bakmış o delikanlı hendeğin içinde kan revan içinde inliyor. At onu üzerinden atmış tekmeleyip bırakmış..
İhtiyar,  “ne oldu evladım” deyince delikanlı ”İhtiyar, bilmem neyimi ne yaptın ihtiyar. Hani 40 yıl sonra çıkacaktı ceremesi!” deyince ihtiyar:
Oğlum ben senin yaptığın için söyledim. Babanın ne halt ettiğini nereden bilirdim ki? demiş.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 https://www.youtube.com/watch?v=vdHp4bhZ8Y8