Bağdat'ın Bağdat olduğu devirlerde,
yani insanlığın muhtaç olduğu her ilmin meşk edildiği, müstesna akılların ve
gönül sahiplerinin akın akın geldiği, medeniyetin merkezi olduğu zamanlarda Hz.
Abdülkadir Geylanî'ye bir heyet gelmiş. Cenâb-ı Pir sebeb-i ziyaretlerini
sorduklarında "Efendim, hem sizin duanızdan ve feyzinizden istifade edelim
hem de bulunduğumuz beldeye sizin münasip gördüğünüz bir hâlifenizi
beraberimizde götürüp bizleri orada irşad ile münevver eylesin düşüncesiyle
huzurunuza geldik" diyerek cevap verirler. Cenâb-ı Pir Geyla-nî
"Elhamdülillah, bizde zor bir şey isteyeceksiniz de ricanızı yerine
getiremeyeceğiz diye telaşlanmıştık" der. Heyettekiler taaccüb (şaşırarak)
ederek "Efendim, siz nasıl düşündünüz?" şeklinde sorduklarında Hz.
Geylanî "Derviş isteseydiniz o iş zordu; ya fakir reddetmemek için kendim
gelecektim ya da kardeşim Şeyh Ahmet Rıfâî'yi gönderecektim mamafih hacet
kalmadı. Tekkemizdeki talebelerden gönlünüzün ısındığı biri var ise beraberinizde
gitmesine tarafımızdan izin vardır, kimi isterseniz alabilirsiniz" demiş.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
https://www.youtube.com/watch?v=vdHp4bhZ8Y8
-
NAAT Seccaden kumlardı... Devirlerden, diyarlardan Gelip göklerde buluşan Ezanların vardı! Mescit mü’min, minber mü’min... T...
-
SURELERİN FAZİLETİ HAKKINDA HADÎS-İ ŞERİFLER Levh-i Mahfuz’a ilk yazılan, BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM’dir. Eve girerken Besmele çekilirse, ...
-
Hârûn Reşîd hacca gitti. Dönüşünde bir müddet Kûfe'de istirahat etti. Sonra yola çıkacağı zaman herkes kendisini yolcu etmek için soka...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder