2 Nisan 2020 Perşembe

Hz. Abdülkadir Geylanî kıssası


Bağdat'ın Bağdat olduğu devirlerde, yani insanlığın muhtaç olduğu her ilmin meşk edildiği, müstesna akılların ve gönül sahiplerinin akın akın geldiği, medeniyetin merkezi olduğu zamanlarda Hz. Abdülkadir Geylanî'ye bir heyet gelmiş. Cenâb-ı Pir sebeb-i ziyaretlerini sorduklarında "Efendim, hem sizin duanızdan ve feyzinizden istifade edelim hem de bulunduğumuz beldeye sizin münasip gördüğünüz bir hâlifenizi beraberimizde götürüp bizleri orada irşad ile münevver eylesin düşüncesiyle huzurunuza geldik" diyerek cevap verirler. Cenâb-ı Pir Geyla-nî "Elhamdülillah, bizde zor bir şey isteyeceksiniz de ricanızı yerine getiremeyeceğiz diye telaşlanmıştık" der. Heyettekiler taaccüb (şaşırarak) ederek "Efendim, siz nasıl düşündünüz?" şeklinde sorduklarında Hz. Geylanî "Derviş isteseydiniz o iş zordu; ya fakir reddetmemek için kendim gelecektim ya da kardeşim Şeyh Ahmet Rıfâî'yi gönderecektim mamafih hacet kalmadı. Tekkemizdeki talebelerden gönlünüzün ısındığı biri var ise beraberinizde gitmesine tarafımızdan izin vardır, kimi isterseniz alabilirsiniz" demiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 https://www.youtube.com/watch?v=vdHp4bhZ8Y8