|
|
2:49 - |
(Hem hatırlayın ki bir zaman) sizi
Firavun ailesinden de kurtardık, (onlar) size azabın en kötüsünü reva
görüyor, oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Ve bunda
size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı. |
|
|
2:146 - |
O kendilerine kitap verdiğimiz
ümmetlerin âlimleri onu o peygamberi oğullarını tanır gibi tanırlar, böyle
iken içlerinden bir takımı gerçeği bile bile gizlerler. |
|
|
2:233 - |
Anneler, çocuklarını, emzirmenin
tamamlanmasını isteyenler için tam iki yıl emzirirler. Çocuk kendisine ait
olan babaya da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri geleneklere uygun
olarak bir borçtur. Bununla beraber herkes ancak gücüne göre mükellef olur.
Çocuğu sebebiyle bir anne de, çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın.
Varise düşen de yine aynı borçtur. Eğer ana ve baba birbirleriyle istişare
edip, her ikisinin de rızasıyla çocuğu memeden ayırmak isterlerse kendilerine
bir günah yoktur. Eğer çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz
vereceğinizi güzel güzel verdikten sonra bunda da size bir günah yoktur.
Bununla beraber Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görür. |
|
|
2:246 - |
Baksana, İsrail oğullarının Musa'dan
sonra ileri gelenlerine! Hani onlar, bir peygamberlerine: "Bize bir
kumandan gönder de Allah yolunda savaşalım..." dediler. O da: "Size
savaş farz kılınırsa, acaba yapmamazlık eder misiniz?" dedi. Onlar:
"Bize ne oldu da yurtlarımızdan çıkarıldığımız ve çocuklarımızdan
ayrıldığımız halde Allah yolunda savaşmayalım?" dediler. Bunun üzerine
savaş kendilerine farz kılınınca da onlardan pek azı hariç, yüz çevirdiler.
Ama Allah, o zalimleri bilir. |
|
|
2:266 - |
Hiç biriniz ister mi ki, kendisinin
hurmalık ve üzümlüklerden bir bahçesi olsun, altında ırmaklar aksın, içinde
her türlü ürünü bulunsun da, kendi üzerine de ihtiyarlık çökmüş ve elleri
ermez, güçleri yetmez küçük, zayıf çocukları olsun. Derken ona ateşli bir
bora isabet ediversin de o bahçe yanıversin. İşte Allah, âyetlerini size
böylece açıklıyor. Umulur ki, düşünürsünüz. |
|
|
3:10 - |
Gerçek şu ki, kâfirlere, Allah'tan
gelecek bir zararı, ne malları, ne de evlatları engelleyemez. İşte onlar, o
ateşin yakıtı olacaklar. |
|
|
3:47 - |
(Meryem): "Ey Rabbim, bana bir
beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" dedi. Allah: "Öyle
ama, Allah dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece
'ol!' der, o da hemen oluverir." dedi. |
|
|
3:116 - |
O inkâr edenler (var ya), onların ne
malları, ne de evlatları, onlara Allah'a karşı hiçbir fayda sağlamayacaktır.
Onlar, ateş halkıdır; orada ebedi kalacaklardır. |
|
|
4:9 - |
Kendileri, geriye zayıf çocuklar
bıraktıkları takdirde, onların geleceğinden endişe duyacak olanlar, (yetimler
hakkında da aynı) endişeyi duysunlar, Allah'dan sakınsınlar ve doğru söz
söylesinler. |
|
|
4:11 - |
Allah size evlatlarınızın miras
taksimini şöyle emrediyor: Çocuklarınızda, erkeğe iki kadın payı kadar, eğer
hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasın üçte ikisi ve
eğer bir tek kadın ise o zaman ona malın yarısı vardır. Eğer ölen, ana ve
baba ile birlikte çocuklar da bırakmışsa ana babanın her birine ölenin
terekesinden altıda bir; şâyet ölenin çocuğu yok da, mirasçı olarak ana ve
babası kalmışsa, ananın payı üçte birdir. Eğer ölenin kardeşleri varsa
terekenin altıda biri ananındır. Bu paylar, ölenin borçları ödenip, vasiyeti
de yerine getirildikten sonra hak sahiplerine verilir. Baba ve çocuklardan,
hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu, siz bilmezsiniz. Bütün
bunlar Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah alîmdir, hakîmdir. |
|
|
4:12 - |
Eğer hanımlarınızın çocukları yoksa,
bıraktıkları mirasın yarısı sizindir. Şâyet bir çocukları varsa o zaman
mirasın dörtte biri sizindir. Bu paylar, ölenin vasiyeti yerine getirildikten
ve varsa, borcu ödendikten sonra verilir. Eğer siz çocuk bırakmadan
ölürseniz, geriye bıraktığınız mirasın dörtte biri hanımlarınızındır. Şâyet
çocuklarınız varsa o zaman bıraktığınız mirasın sekizde biri
hanımlarınızındır. Bu paylar, yaptığınız vasiyetler yerine getirilip ve varsa
borcunuz ödendikten sonra verilir. Eğer ölen bir erkek veya kadının çocuğu ve
babası bulunmadığı halde kelâle olarak (yan koldan) mirasına konuluyor ve
kendisinin bir erkek veya kızkardeşi bulunuyorsa, bunlardan herbirinin miras
payı terekenin altıda biridir. Eğer mevcut olan kardeşler bundan daha çok
iseler, bu takdirde kardeşler mirasın üçte birini zarara uğratılmaksızın aralarında
eşit olarak taksim ederler. Bu paylar ölenin vasiyeti yerine getirilip ve
varsa borcu ödendikten sonra verilir. Bunlar, Allah tarafından bir emirdir.
Allah her şeyi bilen ve yarattıklarına çok yumuşak davranandır. |
|
|
4:75 - |
Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda:
"Ey Rabbimiz! bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar, tarafından
bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönder"
diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması
uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz? |
|
|
4:98 - |
Ancak gerçekten aciz ve zayıf olan,
çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar
hariç... |
|
|
4:127 - |
Kadınlar hakkında senden fetva
isterler. De ki: Onlar hakkındaki fetvayı size Allah veriyor: Yazılmış
hakları olan mirası kendilerine vermediğiniz ve nikahlanmayı istemediğiniz
öksüz kızlar ve zavallı çocuklara ve bir de yetimlere adaletle davranmanız hakkında
Kitap'ta size okunan âyetler vardır. Sizin her yaptığınız iyiliği, muhakkak
Allah bilir. |
|
|
4:171 - |
Ey kitab ehli! Dininizde taşkınlık
etmeyin ve Allah hakkında ancak doğru olanı söyleyin! Meryem oğlu İsa Mesih,
sadece Allah'ın elçisi, Meryem'e atmış olduğu kelimesi ve O'ndan bir ruhtur.
Allah'a ve peygamberlerine inanın (Allah) üçtür demeyin. Kendi yararınız için
buna son verin. Muhakkak ki Allah tek bir ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan
yüce (münezzeh)dir. Göklerdeki ve yerdekilerin hepsi O'nundur. Vekil olarak
Allah yeter. |
|
|
4:176 - |
Senden fetva istiyorlar. Deki:
"Allah size kelâle (babasız ve çocuksuz kimse) nin mirası hakkında
hükmünü açıklıyor: Çocuğu olmayan, fakat kız kardeşi bulunan bir kişi ölürse,
bıraktığı malın yarısı o (kız kardeşi)nundur. Çocuğu olmayan kız kardeş
ölürse, erkek kardeş ona varis olur. Eğer (ölenin) iki kız kardeşi varsa,
bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler erkek ve kız olurlarsa,
erkeğin hissesi, iki kızın hissesi kadardır. Şaşırmamanız için Allah size
(hükümlerini) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. |
|
|
5:18 - |
Yahudiler ve hıristiyanlar, "Biz
Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz" dediler. De ki: " O halde
niçin günahlarınızdan ötürü (Allah ) size azab ediyor?" Hayır, siz de
O'nun yaratıklarından birer insansınız. O dilediğini bağışlar, dilediğine
azab eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü
Allah'ındır. Nihayet dönüş de O'nadır. |
|
|
6:20 - |
Kendilerine Kitap verdiğimiz kimseler,
Peygamber'i, kendi oğullarını bildikleri gibi, bilirler. Kendilerine yazık
edenler var ya! İşte onlar iman etmezler. |
|
|
6:101 - |
Gökleri ve yeri yoktan var eden O'dur.
Eşi de olmadığı halde, nasıl olur da çocuğu olur? Her şeyi yaratan O'dur. Ve
O, herşeyi bilendir. |
|
|
6:137 - |
Yine ortakları, müşriklerden çoğuna
evlatlarını öldürmeyi güzel gösterdi ki, hem kendilerini mahvetsinler, hem de
dinlerini karıştırıp bozsunlar. Allah dileseydi bunu yapamazlardı. O halde
onları, uydurduklarıyla baş başa bırak! |
|
|
6:140 - |
Bilgisizlik yüzünden beyinsizce
çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a iftira
ederek haram kılanlar muhakkak ki, ziyana uğradılar. Bunlar, doğru yoldan
sapmışlardır; hidayete erecek de değillerdir. |
|
|
6:151 - |
De ki: Rabbinizin size neleri haram
kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik
korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz
veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere
Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları
emretti. |
|
|
7:127 - |
Firavun kavminin ileri gelenleri
dediler ki: "Seni ve ilâhlarını terketsinler de yeryüzünde fesat
çıkarsınlar diye mi Musa'yı ve kavmini serbest bırakacaksın?" Firavun da
dedi ki: "Onların oğullarını öldüreceğiz, kızlarını sağ bırakacağız ve
onlar üzerinde kahredici bir üstünlüğe sahibiz." |
|
|
7:189 - |
Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla
sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah'tır. O, eşini kucaklayıp
sarılınca (ona yaklaşınca), eşi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldı). Bir
müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Rableri olan
Allah'a şöyle dua ettiler: "Eğer bize salih bir evlat verirsen, biz
muhakkak şükredenlerden olacağız." |
|
|
7:190 - |
Fakat Allah, kendilerine salih bir
evlat verince, her ikisi de tuttular verdiği evlatlar üzerine ona ortak
koşmaya başladılar. Allah, onların koştukları şirkten münezzehtir. |
|
|
8:28 - |
Ve iyi biliniz ki, mallarınız ve
evlatlarınız birer imtihan aracından başka birşey değildir. Allah katında
büyük ecir vardır. |
|
|
9:24 - |
Onlara de ki; eğer babalarınız,
oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde
ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız
evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha
sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle
fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez. |
|
|
9:55 - |
Onların malları da, evlatları da sakın
seni imrendirmesin. Bu olsa olsa, Allah'ın onları dünya hayatında bu gibi
şeylerle azaba uğratmasından ve canlarının kâfir olarak çıkmasını murat etmiş
olmasından başka birşey değildir. |
|
|
9:69 - |
(Ey münafıklar!) siz de tıpkı
kendinizden öncekiler gibisiniz. Oysa onlar sizden daha güçlü, kuvvetli, mal
ve evlatça sizden daha varlıklı idiler. Dünya nimetlerinden paylarına düşen
kadar zevk sürdüler. Sizden öncekiler kısmetlerine düşen kadarıyla nasıl zevk
sürmek istedilerse siz de onlar gibi kısmetinize düşen kadarıyla zevk sürmeye
baktınız, siz de sizden önce batağa dalanlar gibi batağa daldınız. İşte
bunların dünyada ve ahirette bütün amelleri heder olup gitti ve işte bunlar
hep hüsran içinde kalanlardır. |
|
|
10:68 - |
Dediler ki: "Allah, kendine çocuk
edindi". O, böyle şeylerden münezzehtir. O, müstağnidir. Göklerde ve
yerde ne varsa hepsi O'nundur. Bu hususta elinizde hiç bir delil yoktur.
Allah'a karşı bilmediğiniz bir şeyi neden söylüyorsunuz? |
|
|
12:19 - |
Daha sonra bir kafile gelmiş,
sucularını da göndermişlerdi. Vardı, kovasını kuyuya saldı, "Müjde hey,
müjde! İşte bir çocuk!" dedi. Ve onu satılık bir mal olarak gizleyip
korudular. Allah ise onların ne yapacaklarını biliyordu. |
|
|
12:67 - |
Ve dedi ki: "Ey yavrularım!
(şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin de ayrı ayrı kapılardan girin. Gerçi ben
ne yapsam, Allah'ın takdirini sizden engelleyemem. Hüküm yalnızca
Allah'ındır. Onun için bütün tevekkül edenler O'na tevekkül
etmelidirler." |
|
|
13:38 - |
Andolsun ki, biz senden önce de
peygamberler gönderdik. Onlara da eşler ve çocuklar verdik. Allah'ın izni
olmadan herhangi bir âyet getirmek ise hiçbir peygamberin haddi değildir. Her
ecel için bir yazı vardır. |
|
|
14:6 - |
Musa kavmine demişti ki:
"Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Çünkü O, bir vakit sizi
Firâvun ailesinden kurtardı. Onlar sizi işkencenin en kötüsüne sürüyorlar ve
oğullarınızı kesip kadınlarınızı da diri bırakıyorladı. Ve bunda Rabbinizden
size büyük bir imtihan vardır." |
|
|
14:35 - |
Hatırla ki; Bir zaman İbrahim şöyle
demişti: "Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve oğullarımı putlara
tapmaktan uzak tut! |
|
|
14:37 - |
"Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bir
kısmını namazı dosdoğru kılmaları için, senin Beyt-i Haram'ının yanında,
ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmını onlara
meylettir. Ve onları bazı meyvelerle rızıklandır ki şükretsinler. |
|
|
15:53 - |
Melekler: "Korkma! Gerçekten biz
sana bilgin bir oğul müjdeliyoruz" dediler. |
|
|
16:57 - |
Onlar, Allah'a kızlar isnad ediyorlar.
O, bundan münezzehtir. Kendilerine ise erkek çocukları isnad ederler. |
|
|
16:72 - |
Allah, size kendi cinsinizden eşler, o
eşlerinizden de oğullar ve torunlar yarattı. Sizi helal ve güzel gıdalarla
rızıklandırdı. Onlar, hâlâ batıla mı inanıyorlar? ve Allah'ın nimetini inkâr
mı ediyorlar? |
|
|
17:3 - |
Ey Nuh'la beraber gemiye taşıyarak kurtardığımız
kimselerin soyundan olanlar! Doğrusu o çok şükredici bir kuldu. |
|
|
17:6 - |
Sonra sizi tekrar o istilacılar
üzerine galip kıldık ve size mallarla ve oğullarla yardım ettik. Ve toplum
olarak sizin sayınızı artırdık. |
|
|
17:31 - |
Bir de geçim korkusuyla çocuklarınızı
öldürmeyin, onlara da, size de rızkı biz veririz. Şüphesiz ki onları
öldürmek, çok büyük bir suçtur. |
|
|
17:64 - |
"Onlardan gücünün yettiğini
yerinden oynat. Atlıların ve yayalarınla onların üzerine yaygarayı bas!
Mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol! Ve onlara vaadlerde bulun."
Fakat şeytan onlara aldatmadan başka bir şey vaad etmez. |
|
|
17:111 - |
Ve şöyle de: Hamd o Allah'a ki, hiçbir
çocuk edinmedi, mülkte ortağı yoktur, aciz olmayıp bir yardımcıya da ihtiyacı
yoktur. Tekbir getirerek O'nu noksanlıklardan yücelt de yücelt. |
|
|
18:4 - |
Ve "Allah çocuk edindi"
diyenleri de uyarsın. |
|
|
18:39 - |
"Kendi bağına girdiğin zaman:
"Bu Allah'dandır, benim kuvvetimle değil, Allah'ın kuvveti ile olmuştur,
deseydin ya! Her ne kadar beni, malca ve evlatça kendinden az görüyorsan
da." |
|
|
18:46 - |
Mal ve oğullar, dünya hayatının
süsüdür. Bakî kalacak olan iyi ameller ise, Rabbinin katında, sevabca da
hayırlıdır, ümid yönünden de daha hayırlıdır. |
|
|
18:74 - |
Yine gittiler. Nihayet bir erkek
çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü. Musa: "Kısas olmadan
masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu sen çok fena bir şey yaptın"
dedi. |
|
|
18:80 - |
"Oğlana gelince, onun ana-babası
mümin kimselerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden
korktuk." |
|
|
18:82 - |
"Duvar ise, o şehirde iki yetim
oğlana ait idi. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı. Babaları da iyi
bir kimse idi. Onun için Rabbin istedi ki o iki çocuk erginlik çağlarına
ersinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar. Ve ben
bunların hiçbirini kendiliğimden yapmadım. İşte senin sabredemediğin şeylerin
içyüzleri budur." |
|
|
19:7 - |
(Allah şöyle buyurdu): "Ey
Zekeriyya! Şüphesiz biz sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bundan
önce ona hiçbir adaş yapmadık." |
|
|
19:12 - |
"Ey Yahya! Kitaba kuvvetle
sarıl" (dedik) ve daha çocukken ona hikmet verdik. |
|
|
19:19 - |
Melek: "Ben, sana temiz bir oğlan
bağışlamak için, Rabbinin gönderdiği bir elçiyim" dedi. |
|
|
19:20 - |
Meryem: "Benim nasıl çocuğum
olabilir? Bana hiçbir insan dokunmamıştır. Ben iffetsiz de değilim"
dedi. |
|
|
19:21 - |
Melek: "Bu, dediğin gibidir.
Ancak Rabbin buyurdu ki: Bu (babasız çocuk vermek), bana pek kolaydır. Hem
biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet kılacağız. Hem, bu önceden
(ezelde) kararlaştırılmış bir iştir." dedi. |
|
|
19:29 - |
Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi.
Onlar; "Biz beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?" dediler. |
|
|
19:35 - |
Çocuk edinmek asla Allah'ın şanına
yakışmaz. O bundan münezzehtir. O, bir şeyin olmasını dilerse, ona sadece
"ol" der, o da oluverir. |
|
|
19:77 - |
Şimdi âyetlerimizi inkâr eden ve
"Elbette bana mal ve evlat verilecektir." diyen adamı gördün mü? |
|
|
19:88 - |
(Yahudilerle hıristiyanlar)
"Rahmân, çocuk edindi" dediler. |
|
|
19:91 - |
O Rahmân'a çocuk isnad ettiler diye... |
|
|
19:92 - |
Halbuki Rahmân'a çocuk edinmek
yaraşmaz. |
|
|
21:26 - |
Böyle iken dediler ki: "Rahmân
çocuk edindi." Allah bundan münezzehtir. Doğrusu melekler (Allah'ın
çocukları değil.) ikram olunmuş kullardır. |
|
|
21:91 - |
Irzını koruyan Meryem'e ruhumuzdan
üflemiş, onu ve oğlunu, âlemler için bir mucize kılmıştık. |
|
|
23:55 - |
Sanıyorlar mı ki, onlara verdiğimiz
servet ve oğullar ile, |
|
|
23:56 - |
Kendilerine faydalar sağlamak için can
atıyoruz. Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar. |
|
|
23:91 - |
Allah evlat edinmemiştir; O'nunla
beraber hiçbir ilâh da yoktur. Aksi takdirde her ilâh kendi yarattığını sevk
ve idare eder ve bir gün mutlaka onlardan biri diğerine galip gelirdi. Allah,
onların yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir. |
|
|
24:31 - |
Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini
(harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen
kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş
örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının
babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek
kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin
kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı
kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli
kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini
göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını
yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa
eresiniz. |
|
|
24:59 - |
Sizden olan çocuklarınız erginlik
çağına girdiklerinde, kendilerinden öncekiler (büyükleri) izin istedikleri
gibi, onlar da izin istesinler. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar.
Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
|
|
25:2 - |
O öyle bir ilâhtır ki, göklerin ve
yerin hükümranlığı kendisinindir. O hiç çocuk edinmedi, hükümranlıkta ortağı
yoktur. O, her şeyi yaratıp bir ölçüye göre düzenleyerek takdir etmiştir. |
|
|
26:18 - |
"Â, dedi, biz seni çocukken
himayemize alıp büyütmedik mi? Hayatının bir çok yıllarını aramızda
geçirmedin mi?" |
|
|
26:88 - |
"O gün ki ne mal fayda verir ne
oğullar!" |
|
|
26:133 - |
"Davarlar, oğullar," |
|
|
28:4 - |
Çünkü Firavun, (Mısır) toprağında
gerçekten azmış, halkını parça parça etmişti. Onlardan bir zümreyi güçsüz
buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Belli
ki o bozgunculardandı. |
|
|
31:33 - |
Ey insanlar! Rabbinizden sakının ve
bir günden korkun ki, baba çocuğuna hiçbir fayda veremez. Çocuk da babasına
hiçbir şeyle fayda sağlayacak değildir. Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. O
halde dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o çok aldatıcı şeytan sizi Allah'ın
affına güvendirerek aldatmasın. |
|
|
33:4 - |
Allah bir adam için içinde iki kalb
yapmamıştır. Kendilerinden zıhar yaptığınız eşlerinizi analarınız
kılmamıştır. Evlatlıklarınızı da oğullarınız kılmamıştır. O sizin ağzınızdaki
lafınızdır. Allah ise hakkı söylüyor ve doğru yolu gösteriyor. |
|
|
37:100 - |
"Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir
oğul) ihsan et!" |
|
|
37:101 - |
Biz de kendisine yumuşak huylu bir
oğul müjdeledik. |
|
|
37:149 - |
Şimdi sor o seninkilere: Kızlar,
Rabbinin de, oğlanlar onların mı? |
|
|
37:153 - |
(Allah) kızları oğullara tercih mi
etmiş? |
|
|
39:4 - |
Eğer Allah bir çocuk edinmek
isteseydi, elbette yaratacağından, dileyeceğini seçecekti. Ama o bundan
münezzehtir. O, tek ve kahredici olan Allah'tır. |
|
|
40:25 - |
Bunun üzerine Musa, kendilerine
tarafımızdan hakkı getirince de: "Onunla beraber iman etmiş olanların
oğullarını öldürün, kadınlarını diri tutun." dediler. Fakat o kâfirlerin
tuzağı da hep boşa çıkmaktadır. |
|
|
43:17 - |
Onlardan biri Rahman olan Allah'a
isnad ettiği kız çocuğu ile müjdelendiği zaman yüzü simsiyah kesilir de
öfkesinden yutkunur durur. |
|
|
43:81 - |
Ey Muhammed! de ki: "Eğer Rahman
olan Allah'ın bir çocuğu olsaydı, ona ibâdet edenlerin birincisi ben
olurdum." |
|
|
51:28 - |
Yemediklerini görünce onlardan içine
bir korku düştü. Onlar İbrahim'e: "Korkma!" dediler ve onu çok
bilgili bir oğul ile müjdelediler. |
|
|
57:20 - |
Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir
eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından
ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna
gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise
çetin bir azab; Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir
zevkten başka bir şey değildir. |
|
|
58:17 - |
Onların ne malları, ne de evlatları,
kendilerinden, Allah'dan hiçbir şey savamaz. Onlar ateş halkıdır. Orada ebedî
kalacaklardır. |
|
|
58:22 - |
Allah'a ve ahiret gününe inanan bir
milletin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah'a ve
Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir
ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile
desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî
kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır.
İşte onlar Allah'ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa
ulaşacak olanlar, Allah'ın hizbidir. |
|
|
60:3 - |
Kıyamet günü yakınlarınız ve
çocuklarınız size fayda vermezler. Çünkü Allah aranızı ayırır. Allah
yaptıklarınızı görendir. |
|
|
60:12 - |
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana
gelip Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina
etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında bir
iftira uydurup getirmemeleri, iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana
bey'at ederlerse onların bey'atlarını al ve onlar için Allah'tan mağfiret
dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir. |
|
|
63:9 - |
Ey İnananlar! Mallarınız ve
çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana
uğrayanlardır. |
|
|
64:14 - |
Ey iman edenler! Eşlerinizden ve
çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder,
kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki Allah çok
bağışlayan çok merhamet edendir. |
|
|
64:15 - |
Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız
sizin için bir imtihandır. Büyük mükafat ise Allah'ın yanındadır. |
|
|
68:14 - |
Mal ve oğulları var diye (böyle
davranır). |
|
|
71:12 - |
"Mallar ve oğullar vererek sizin
imdadınıza koşsun. Sizin için bahçeler yapsın, ırmaklar yapsın." |
|
|
71:21 - |
Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Onlar
bana isyan ettiler; malı ve çocuğu hüsrandan başka bir şeyini artırmayan
kimsenin ardına düştüler." |
|
|
72:3 - |
Doğrusu, Rabbimizin şanı çok
yüksektir. Ne bir arkadaş edinmiştir, ne de bir çocuk. |
|
|
73:17 - |
Peki inkâr ederseniz, çocukları
ihtiyarlatacak o günden (kıyamet gününden) kendinizi nasıl kurtaracaksınız? |
|
|
74:13 - |
Hem göz önünde oğullar verdim. |
|
|
80:36 - |
Eşinden ve oğullarından. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder