Dedi ki ;
Ebul Kasım Hibetullah b. Muhammed el Katib dedi ki;Ebu Talib Muhammed b.
Muhemmedul el Gilen bize haber verdi.Dedi ki; Ebu Bekr Muhammed b. Abdullah eş
Şafii bize haber verdi.Dedi ki Muhammed b. Galib bize haber verdi. Dedi ki;
Bana Abdussamed b. Verka ; O ‘da Abdullah b. Dinar’dan , O’da Said ‘den , O’ da
Ebu Hureyre (r.a.)’in Peygamber (s.a.v.)’in şöyle dediğini rivayet etti: ” Kim
helal kazançtan bir hurma miktarı sadakada bulunursa ki ; “Allah helal maldan
verilen sadakadan başka hiçbir sadakayı kabul etmez.” Bu sadakayı kabul
eder.Sonra o sadakayı , sizden biriniz tayını büyüttüğü gibi dağ gibi oluncaya
kadar büyütür.”
Bu Hadis-i Şerif iyiliği iyiliği
yaymaya teşvik etmiştir ve bunda ihlasın lüzumunu tenbih etmiştir.Ve ihlasın
katlanarak kabul edileceğini müjdelemiştir.Bütün bunlar ihlasın içinde
gizlidir. İhlas Allah’ı bilenlerin nurudur.Çünkü ihlassız bütün ameller
karanlıktır. Ameller ihlasla aydınlanır.Bundan dolayıdır ki ariflerin
ibadetlerdeki azimleri ihlasa kadar uzanmıştır.”İyi bilin ki halis din
Allah’ındır.”(Zümer)
İyi bilin ki tasavvufun hakikatine erenlerin
içleri temizlenmiştir.Alametleri güzel olmuştur.Dava sahibi olup dinden
çıkanların aksine onların arzuları Allah’tır.Ahlakları Peygamberlerin
sünnetidir.
Ey Oğlum ; bugün tasavvufu iddia edenlere baktığın
zaman ;çoğunu zındıklardan ,
Heruriyye’ler (Havariclerin
memleketi) , bid’atçılardan görürsün.Onları insanların en cahil ve ahmağı , en
hilecisi , en kendini beğenmişi , zühd ,takva, sıdk ve doğruluk ehline en kötü
zanda bulunanlardan bulursun.
Safa( temiz , samimi) ehlin almetleri vasf edenleri vasf
etmelerinden daha zor anlaşılan ve zihinlerin Onu tahammülünden daha yüksektir.
Sufinin alametlerinden ; sufinin söz, fiil ve hareketlerinde nefsin,
halkın ve dünyanın afetlerinin pisliğinden temiz olmasıdır.Ruhunun Allah’a yüz
çevirmekten , Allah’tan başkasına bakmaktan temiz olmasıdır.
Yine sufini alametlerinden
nefisle beraber nefissiz , halkla beraber halksız, kalple beraber kalpsiz, hal
ile beraber halsiz , vakitle beraber vakitsiz olmasıdır.Allah’ın emirleri yolu
üzerinde duran , azametinin Celali altında zelil , Allah’la yetinip, başkasına
ihtiyaç duymayandır.
Kalbi ayrılık ve terk edilme
korkusunun kamçısıyla vurulmuş olandır. Sırrı (içi) ise uzaklık ve mahrum
edilme korkusun kamçısıyla vurulmuş ,
nefsi hizmet nuruyla aydınlatılmış ,
kalbi sevgi nuruyla aydınlanmış ,içi (sırrı) marifet nuruyla aydınlatılmış
olandır.
Yine sufinin alametlerinden ;
kalbinin şevk (aşk)kanatlarıyla uçması , organlarının Hak (Allah) için hakkıyla
hak üzerinde güzel bekleyiş ve zilletin en üst noktayla beraber
durmasıdır.Bütünüyle beraber alemlerin Rabbi’yle beraber (ünsiyet) olmanın
tatlılığını çok tattığından , mahluklardan
kaçıp ve Malik’i (sahibine) yönelendir.Hakkı bırakıp halka bağlanmadan ;
vardığı yer Hakk’a doğrudur.Güveni Hakk’adır.Durduğu yer Hak’tır. Kalbi
vahşetle dolu , konuşmaları semavi (Allah’ın emirlerine uygun)dur.İlmi
Rabbani’dir.Himmeti tektir.Yaşantısı ruhani (manevi)dir.Allah’ın takdirine
inanan, düşüncesi tek olandır. Bütün istekleri Mabud’un isteklerinin içeriğidir.Küfür denizine girmemek için gizli
ve açıkta Allah ‘a şükür eder.Unutma çöllerinde perişan olmaması için her an ve vakitte kalbiyle ve diliyle Allah’ı
zikreder.Bilir ki Allah onu görüyor ,
yukarıdan onu gözetiyor. Allah’ın nazarını azameti altında fani
olmuştur.Kudretinin kemali altında yok olmuştur. Rabbi’nin sevgisinin tatlılığı
dışında , bütün tatlılıkları atarak Allah’ın minnetlerinin denizinde bütün temiz
vakitlerini geçirendir.Kendisine ibadete ediyor nazarıyla bakmadan sıdk ile ibadet edendir.Allah’a kalben
tevekkül ederek Allah dışındaki şeylerle uğraşmaktan kalbini boş tutandır.İman
ehline tevazu edendir.Kendisine kesin olarak af ve rıza gelinceye kadar hüzün
yolunda ikamet edendir. Cenab-ı Allah’ın “Yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz
“(Saff. 2)ayetindeki gibi değil de dili kalbi gibi söz ve fiillerinde doğru
olandır.Az nimeti şükredendir.Çok şiddete sabredendir.Azim olan Rabbi’nin
hükmüne razıdır.Kalbini Allah için delilleriyle daimi olarak
koruyandır.Allah’tan başka kimseden korkmaz. Allah’ın dışında kimseden
beklentisi olmaz.Ortağı olmayan , tek
olan Allah’tan başka zelil eden aziz kılan , yücelten , def- eden , fayda veren
ve zarar verenin olmadığını bildiği için sadece O’ndan ister.Mustafa (s.a.v.)in
sünnetine , ahlakına ve Sahabe’lerin yoluna tabi’dir.Kötü sondan (akıbetten
)korkar.İnsanlar tedbir ve takdir ile meşgul iken O Mudebbir (idare eden ) ve Mukaddir (takdir eden) edenle meşguldür.Edeplice
hizmet yolunda oturandır.Fakirlik ve yoksulluk tahtı üzerinde
dayanandır.Yakınlık ve müşahede odalarına yaklaşandır.Muhabbet ve hoşnut olma
bardağıyla içendir. Susması uzundur .Kızgınlığını gizleyendir.Şehvetine galip
gelendir.Kalbine iltifat etmeden rahatından ayrı kalandır.Bütün rahat ve
şehvetini terk edendir. Sevdiği (Rabbi) ile ayrılığa düşmekten korkandır.
İnsanlara karşı insanların en iyisi , en
takvalısı , en doğrusu ve temizi , en akıllısı
ve en çok kulak verenidir.Dünyaya ibret gözüyle bakan , Rabbi’ne övünme gözüyle bakandır.İstikamette (yolunda
)köklü sabit dağ gibidir. Esen rüzgarlar onu sallamaz . Kendisinin olmayanı
istemez. Kendisine taksim olunana ihtimam etmez.Mahluklara hizmetten kendisini
boş tutup alemlerin Rabbi’nin hizmetiyle meşguldür. Allah’ın imtihan ve
musibetiyle O2ndan yüz çevirmez. O’ndan başka sevgili tercih etmez.Nefsi her
türlü hatadan temizdir.Kalbi bütün gaflet ve yanılmadan , içi bütün güç ve
kuvvetten uzaktır.Allah’tan başkasına rıza göstermez Yemeği asta olanların
yemeği gibidir.Ağlaması çocuğunu kaybedenlerin ağlaması gibidir.Sadece Allah’a
tevekkül eder; sadece O’na teslim olur.Nimetin şükrünü sadece O’na
yapar.İhtiyacını sadece O’ndan ister .Bütün durumlarında O’nun ile
beraberdir.Bütün işlerinde O’na bağlanmıştır.Bütün konuşmaları Allah’ı
zikirdir.Tercihlerini Allah’a bırakandır. Uykusu az , hüznü çok olandır. Bedeni
zayıftır. Enis’i (dostu ) Celil olan
Sultan’dır. Allah bize kafidir. O ne
güzel vekidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder